BEL AĞRISI
Günümüzde en sık görülen ağrılardan biridir. Sıklıkla da cerrahi müdahaleler uygulanmaktadır.
Ancak her bel ağrısının ana sebebinin bel fıtığı olmadığını biliyor musunuz?
Vücudumuzdaki bütün kemikleri birbirine bağlayan bağlar vardır. Bunu bir köprüye benzetebiliriz. Boğaz köprüsü mesela o kadar ağır araç üzerinden geçmesine rağmen tüm ağırlığı taşımakta ve sallanmamaktadır bile.
Ancak o köprüyü tutan bağlardan birinde bir gevşeme, hasar vb. olursa o yükü taşıyamaz ve gün geçtikçe daha kötü hale gelir. Buna tensegrity denilmektedir. Bağlardan sonra ise kas dokusu gelmektedir ve bağ dokunun üzerini kaplayarak kemiklere bağlanmaktadır. Eklemlerin hareketinden kas dokusu stabilizasyonundan bağ dokusu sorumludur.
Omurgamızda omur kemiklerimizin arasında onları birbirine bağlayan eklemler ve omurların arasında amortisör görevi gören diskler bulunmaktadır. Bel fıtığı dediğimiz durum bu disklerin dışarıya doğru taşmasıdır. Disklerin dışarıya fıtıklaşmasının sebebi ise bu eklemlerin omurları taşıyamamasıdır. Bel fıtığında en çok korktuğumuz durum fıtığın omurganın içinden geçen omurilik sinirlerini sıkıştırması ve sinirlerin işlevini getiremeyeceği duruma gelmesidir. Bu durumda etkilenen sinir dokusuna göre bacakta-ayakta his kaybı veya aşırı hassasiyetten tutun da ayakta kuvvetsizlik-düşük ayağa kadar gidebilir. Eğer bir kişide düşük ayak oluştuysa bu acil ameliyat gerektiren bir durumdur.
Kişide düşük ayak, idrar kaçırma gibi acil ameliyat gerektiren durumlar yoksa esas neden olan omurları birbirine bağlayan eklem ve bağları tamir edersek fıtıklaşan diski de vücut kendisi onaracak ve tekrar olması engellenecektir. Ancak bir sonuç olan fıtıklaşan diske olan cerrahi müdahalelerde sorun orada devam ettiği için bir süre sonra omurga yükü taşıyamadığı için tekrar fıtık oluşacaktır.
Yapılan çalışmalarda görülmüş ki, bel fıtığı ameliyatlarından sonra, omurgayı bir arada tutan bağlar da ameliyat sırasında kesildiği için fıtıksız ancak vücudun yükünü taşıyamayan ağrılı bir bel kalmaktadır geriye. Aslında fıtığın sebebi bağların ve kasların zayıflığıdır. Vücudunuzun yükünü taşıyacak bir bağ dokunuz ve kuvvetli kaslarınız yoksa bütün yük omurganızın üzerine binecektir. Bir süre sonra ise omurga bu yükü taşıyamayacak ve omurların arasındaki diskler baskı ile fıtıklaşmaya başlayacaktır. Bel ağrısının tek sebebi ise bel fıtığı değildir: Belde kanal daralması, bel kayması gibi durumlar da mevcuttur
.
Ben bu tarz hastalarda nasıl bir yol izliyorum? Omurganın temel bağlarını kuvvetlendirdikten sonra kas dokuyu kuvvetlendirmeye geçiyorum. Seanslar arasında hastalarıma ev egzersizleri veriyorum. Tecrübelerime dayanarak söylemeliyim ki; söylediklerimi harfi harfine yapan egzersizini aksatmayan, beslenmesine dikkat eden belini soğuktan koruyan hastalarım çok daha hızlı iyileşiyor. Ama tabii şöyle de bir durum var, hasar ne kadar çok ve uzun süredir varsa iyileşmesi de bir o kadar zaman alıyor.
Bazı durumlarda ise ağrı bel bölgesinde hissedilmekte ancak ağrının kaynağı pelvis kemiğine bağlanan bağlarda veya kalça bölgesindeki kaslardaki tetik noktalardan kaynaklanmaktadır. Bu hastalar bel fıtığı ameliyatı olsa dahi ağrıları geçmemektedir çünkü ağrılarının kaynağı bel fıtığı değildir.
Bel fıtığı ameliyatı olmuş hastalara da tedavi uygulayabiliyorum. Bel bölgesine platin-vida vb materyal uygulanmış hastalarda o bölgeye değil ancak yükü taşıyan diğer dokulara uygulayarak o bölgelerin kuvvetlendirilmesi sağlıyorum ve hastanın yaşam konforu arttırabiliyorum.
HANGİ BEL AĞRILARINDA UYGULANABİLİR?
- NONSPESİFİK BEL AĞRILARI
- BEL FITIĞI
- BELDE KANAL DARLIĞI
- FACET EKLEM DEJENERASYONLARI
- KUYRUK SOKUMU (KOKSİKS) AĞRILARI
- BEL KAYMASI
- BEL DÜZLEŞMESİ
- SİYATİK AĞRISI
HANGİ TEDAVİLER UYGULANABİLİR?
- DÜŞÜK DOZ PROLOTERAPİ
- KLASİK PROLOTERAPİ
- PROLOZON
